• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Lütfen sonuna kadar okuyunuz. Çocuklarımızı ihmal etmeyelim!..

Çocuklarımızı ihmal etmeyelim!..

 

            Ölmemek için, yemek, içmek lazım olduğu gibi, din düşmanlarına aldanmamak ve imanını kaybetmemek için de, dinini, imanını öğrenmek ve bunlara uygun hareket etmek lazımdır. Ehl-i sünnet itikadını ve ilm-i halini öğrenmeyen ve çocuklarına öğretmeyenler, inkâr felaketine düşmek tehlikesindedirler. Resulullah efendimiz buyurmuşlardır.

      “İlim bulunan yerde Müslümanlık vardır. İlim bulunmayan yerde Müslümanlık kalmaz.”

 

            Bizim de Avrupa’da Müslüman kalmamız, yavrularımızı içimizdeki ve dışımızdaki düşmanlara kaptırmamamız için, birinci ve en lüzumlu çare, her şeyden önce İslam Dinini öğrenmektir. Çocuğunun Müslüman olmasını isteyen ana-baba, çocuğuna Kur’an-ı kerimi öğretmelidir. Fırsat elde iken okumalı, öğrenmeli ve çocuklara da öğretmelidir. Sonra öğrenmek, öğretmek, güç hatta imkansız olur. Felaket gelince, ah etmenin faydası olmaz.

 

            İslamiyet ancak okumakla, öğrenmekle yaşanılan bir dindir. “İlim tahsil etmek, (dini bilgiler elde etmek) her Müslümana farzdır” buyuran sevgili Peygamberimiz (sav) kadın, erkek ayırmaksızın her Müslümanın dinini bizzat öğrenmesi gerektiğine işaret etmiştir.

 

            Netice olarak; zamanımızda, dünyanın her tarafında, gerek imanı ve küfrü tanımakta, gerekse ibadetleri doğru yapmakta, cahillik, özür, mazeret değildir. İslam dinini bilmediği için aldanan ve bunları öğrenmek için çaba sarf etmeyen kimse, Cehennemden kurtulamaz. Allahü teâlâ, bugün, dinini dünyanın her tarafına duyurmuş, imanı, helali, haramı, farzları, güzel ahlakı öğrenmek çok kolaylaşmıştır. Zira bu bilgileri, lüzumu kadar öğrenmek, herkese farzdır. Öğrenmeyip cahil kalan, farzı terk etmiş olur. Öğrenmeye ehemmiyet vermeyenin ise, imanını tehlikeye atmıştır.

 

            O halde zararın neresinden dönülürse kardır.

 

  • Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? (Zümer Suresi: 9)
  • Beşikten mezara kadar ilim öğreniniz. (Hadis-i Şerif)
  • Faydasız ilimden Allah'a sığınırız. (Hadis-i Şerif)
  • Çin'de de olsa ilim arayın. (Hadis-i Şerif)
  • Bana bir harf öğretenin kölesi olurum. (Hz.Ali r.a.)
  • Bilmeyene yazıklar olsun, bilipde yapmayana yetmiş defa yazık olsun. (Ebu Derda)
  • İlim servetten daha kıymetlidir. Çünkü,serveti sen korursun,halbuki ilim seni korur. (Hz.Ali)
  • İlim ilim bilmektir, ilim, kendin bilmektir. (Yunus Emre)
  • İlim, bölüşüldükçe artan hazinedir. (Bhartrihari)
  • İnsan ne kadar az bilirse o kadar çok bildiğini sanır. (Rousseau)

 

Bu iş için en hayırlı çalışmanın ne olduğunu hiç düşündünüz mü?

Hz Osman (RA)den rivayete göre Resûlullah (SAV)Efendimiz:

“Sizin en hayırlılarınız, Kur’ân-ı Kerîm’i öğrenen ve başkalarına öğretenlerinizdir,”

(Buhari,  Tirmizi,Ebu Davud, İbn-i Mace) buyurdu.

 

            En hayırlılar arasına girmeyi kim istemez, değil mi?

 

 

           

Çocuklarımızı ihmal etmeyelim!..

           

             Anne-babalar da, bu en hayırlı iş konusunda çocuklarını teşvik edici olmalılar… Çocuklarını Kur’an-ı Kerim gibi dünya ve ahiret saadetini kazanmanın yollarını öğreten bir kitaptan mahrum bırakmamalılar…

 

            Çocuklarımız bizim en kıymetli varlıklarımız… Bizim neslimizi sürdürecekler… Onları Kur’ân-ı Kerîm gibi bir kitaptan nasıl mahrum edebiliriz? Biz, cennet ve cehennemin varlığına iman etmişiz, Çocuklarımızı cehennemde görmeye gönlümüz nasıl razı olur? Rabbimiz bu konuda bizi şöyle uyarıyor:

“Ey iman edenler! Kendinizi ve ehillerinizi, ailenizi, çoluk-çocuğunuzu yakıtı insanlar ve taşlar olan bir ateşten, (cehennem ateşinden) koruyunuz… (Cehennem ateşine sürüklenmelerine sebep olacak fitne ve isyandan koruyarak ALLAH-ü Teâlâ’nın emirlerine, itaate sevkedin…) (Tahrim Sûresi: 6)

 

Bu ayet-i kerime inince Hz Ömer (RA) Resûlullah (SAV) Efendimize şöyle sordu:

- Kendimizi korumaya çalışıyoruz, ya aile halkını nasıl koruyalım? Hz Peygamber (SAV) Efendimiz şöyle buyurdu:

-“ALLAH’ın sizi menettiği şeylerden onları men edin; ALLAH’ın size emrettiği şeyleri onlara emredin” (Kurtûbî, Tefsir, 18/195-196) Meselâ, sabah namazına önce siz kalkacaksınız; Sonra eşinizi ve çocuklarınızı kaldıracaksınız. Boş vakitlerinizi kahvede değil; Camide, ilim meclislerinde değerlendireceksiniz…

İbni Ömer radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Peygamber aleyhisselâm şöyle buyurdu:

“Hepiniz çobansınız. Hepiniz güttüğünüz sürüden sorumlusunuz. Âmir memurlarının çobanıdır. Erkek ailesinin çobanıdır. Kadın da evinin ve çocuğunun çobanıdır. Netice itibariyle hepiniz çobansınız ve hepiniz idâre ettiklerinizden sorumlusunuz.” (Buhârî, Müslim,  Ebû Dâvûd, Tirmizî,)

           

            İnsanoğlu için Rabbini ve Rabbinin gönderdiği bilgileri öğrenmekten daha büyük bir şeref olabilir mi? O, bizim Yaratıcımız… Yok iken var edenimiz… Sayılmayacak kadar çok nimetlerini bize ihsan edip yaşatanımız…Çocuklarımız bizim canımız, ciğerimiz, en önemli varlığımız… Onları her türlü kötülük ve zararlı alışkanlıklardan kurtarmanın en önemli yöntemi, Kur’an-ı Kerim ile buluşturmak… ALLAH kelamını öğretmek… İyilik ve kötülükleri ayırt edebilmeleri için kılavuzluk etmek… Anne-babalar şunu çok iyi bilmeliler ki, çocuklarımızın yalnız yiyecek, giyecek ihtiyaçlarını karşılamak yeterli değil… Onları manevî alanda da donanımlı hale getirmek gerek Hayatın anlamını, dünya ve ahirette mutlu olmanın yollarını da öğretmek lâzım… Bunu yapmayan anne-babalar, sonunda pişman olurlar Fakat, son pişmanlık fayda vermez

 

            İşte,  Kur’ân-ı Kerîm’den mahrum olmak, hiçbir mahrumiyete benzemez. Bu, telâfisi mümkün olmayan bir kayıptır Nasıl ki; okulda başarı, hayatta iyi bir meslek sahibi olmalarını  arzu ettiğimiz gibi Kur’ân-ı Kerîm’in de öğrenip anlaşılmasına büyük önem vermeliyiz…

 

İleriye yatırım yapmak isteyen herkesi çocuğuna yatırıma davet ediyoruz…

 

            Unutmayalım;    Bir aileyi hayırsız-evlat yıkar...

                                     Bir yiğiti huysuz-avrat  yıkar...

                                     Bir şoförü hız-sürat yıkar...

                                     Bir esnafı asık-surat yıkar...

Ersoy  Antepli

  
886 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın