Dinde Reform; gerçeği REFORMLA YATIP REFORMLA KALKIYORLAR Malezya’da İslam Konferansı’nın 10. Dönem toplantısı yapıldı. Çoktan beri, İslam aleminin bugünkü perişan hali için suçlu aranıyordu. Nihayet bu suçlu bulundu. Malezya başbakanı Dotuk Mahathir Bin Muhammed, konferansın açılış konuşmasında suçluyu ilan etti. Kimmiş biliyor musunuz? Osmanlı… Bakınız Osmanlının suçu neymiş: Biliyorsunuz sık sık bu köşede dinde reform konusunu işliyorum. Zannetmeyin ki sadece Türkiye’de “Dinde Reform” sendromu yaşanıyor. Bütün dünya bununla yatıp bununla kalkıyor. Aslında bu reform fikri kendiliğinden girmedi İslam alemine. Batı’nın uzaktan kumandalı İslam kılığına soktuğu sözde ilim adamlarının vasıtasıyla girdi. Kırk defa bir adama deli denilince deli olur derler ya. Bunlara kırk değil kırk bin defa “Sizin kurtuluşunuz için dinde reform lazım” dedikleri için takıntı oluştu yeterli din bilgisi olmayan Müslümanlarda. Batı, Osmanlıyı yıkmak için asırlarca uğraştı. Nihayet bunda muvaffak oldu. Osmanlıdan boşalan bütün İslam ülkelerini istila etti. Sadece maddi varlıklarını sömürmekle kalmadı manevi değerlerini de yok etti. Bakın bugün bütün İslam ülkelerinde gizli açık bir Osmanlı düşmanlığı vardır. İlkokuldan itibaren çocuklara bu düşmanlık aşılanıyor. Batı Osmanlıdan öyle korkmuş ki, tekrar Osmanlı kültürü hakim olur diye ödleri kopuyor. Bunun için devamlı Osmanlı düşmanlığını gündeme getiriyorlar. Bütün bunları tek başına yapıyordu. Siz 50 devlet bir araya gelmiş bir örgüt kurmuşsunuz. Toplam bir milyar üçyüz milyon müslümanı temsil ediyorsunuz. Osmanlıdan sonra ne yaptınız? Sizi adam yerine koyup hangi konuda görüşünüz alındı. Bütün dünyada Müslümanlar inim inim inlerken siz nerede idiniz. Bugüne kadar. Filipinler’de, Burmanya’da, Çin’de, Bosna-Hersek’te, Filistin’de milyonlarca Müslüman bütün dünyanın gözü önünde katledilirken kılınız kıpırdadı mı? Bırakın bir araya gelip güç kullanmayı, zalimleri kınamaktan bile korktunuz. Niçin korktunuz? Çünkü ipiniz Batı’nın elinde; ipiniz çekilecek, mevki makam gidecek diye olup bitenlere başınızı çevirdiniz. Deve kuşu gibi başınızı kuma gömdünüz. Şimdi de kalkmış faturayı Osmanlıya çıkartmaya kalkışıyorsunuz. Şunu unutmayın, eğer Osmanlı altı asır bütün haşmetiyle ayakta kalabildiyse, bunun en önemli sebeplerinden biri, dinde reform yapmamaları, dini Resulullah efendimiz ve Eshabı nasıl anlamış nasıl yaşamış ise bunu aynen muhafaza etmeleridir. İslamiyete bid’atleri, felsefi düşünceleri sokmamalarıdır. Osmanlının nasıl başarılı olduğu, Osman Gazi’nin oğlu Orhan Gazi’ye yaptığı şu vasiyette gizli: “Oğul, biz bidat nedir bilmeyiz. Bizim yolumuz, Allah yoludur. Maksadımız Allahü teâlânın dinini yaymaktır. Yoksa kuru bir cihangirlik da’vâsında değiliz.” Şimdi sormak lazım; Müslümanları temsilen oraya gelmiş temsilcilere: Bu şuurun, bu dindarlığın binde biri sizde var mı? Sizin Osmanlıyı kötülemek değil yatıp kalkıp Osmanlıya teşükkür etme mecburiyetiniz vardır. Eğer Osmanlı olmasaydı, bugünkü perişan hale asırlar öncesinden düşecektiniz. Belki de, bugün Müslümanlığın eseri bile kalmayacaktı. Gözle görülmeyen Kilise ( İnvisible Church ) Bilmiyorum sizin dikkatinizi çekti mi? Bu toplantı sebebiyle bir de şu husus dikkatimi çekti. Malezya başbakanının dinde reform talebine tepki olmadığı gibi, Türkiye’yi temsilen giden Cumhurbaşkanı Sezer “ İslam dünyasında ciddi bir yenilenme ve reform sürecine ihtiyaç var. Cesur kararlar alınıp İslamın çıtasını yükseltmeliyiz” sözleri ile destek verdi. Gazetelerdeki, açıklamaları yetmedi, Bardakçıoğlu aynı gün canlı televizyon programlarına çıkarak refom fikri vurgulandı:“Bugün yaşanan İslam, Emevi, Osmanlı İslamıdır. 21. Asırdayız, eski uygulamalara bağlı kalamayız. Zamanımız şartlarına göre, İslamı yeniden dizayn etmeliyiz. Dinimiz neleri yiyeceğimizi, içeceğimizi bildirmez. Sadece iyi bir insan nasıl olur onu bildirir. ” türünden açıklamalarla Arkasından, GOETHE INSTITUT, Alexander von Humboldt ve Konrad Adenauer Vakıfları, İstanbul Armada otelinde, “Türkiye ve Avrupa’da Din, Devlet ve Toplum- Dinlerarası Barışçı bir Ortak Yaşam için Olanaklar ve Engeller” adı altında bir konferans düzenlediler. Toplantıya Diyanet İşleri Başkanı Bardakoğlu ve dinlerarası diyalog faaliyetlerinin önde gelen temsilcileri katıldı. (Son zamanlardaki diyalog toplantılarında olduğu gibi, bu toplantıda da, “Yahudi temsilcileri” göremedim. Yahudiler uyanık. Baktılar bu iş birliğinde kendilerine bir fayda yok, parsayı Hıristiyanlar toplayacak, bunun için diyalog projesine mesafeliler.) Sizce bu üst üste yapılan konuşmalar, konferanslar yönlendirmeler bir tesadüf müdür yoksa, belli bir merkezden düğmeye basma ürünü müdür? Bana sorarsanız ikinci şık daha kuvvetli. Hepsi söz birliği etmişcesine aynı şeyleri söylüyorlar çünkü. Söylenenler de, Batı’nın, Vatikan’ın el altından İslam âlemine enjekte ettiği fikirler. Bütün bunlardan anlaşılıyor ki, artık İslam alemi isimleri Müslüman da olsa, Batı gibi düşünmekte, Batı gibi yaşamaktadır. Batının da istediği zaten budur. Duydunuz mu bilmiyorum Hıristiyan aleminde,“İnvisible Church” yani “Gözle görünmeyen Kilise” diye bir kavram vardır. Bugünkü İslam âleminin durumuna bakınca, bu hususta ne kadar mesafe aldıkları açıkca görülüyor değil mi? Şimdi gelelim yukarıdaki iddialara: Daha önce bahsettim, varlık sebebi İslamiyeti yaşamak ve yaşatmak olan, bu konuda hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan Osmanlının yaşadığı İslam yanlış; bunların ki doğru, öyle mi? İslama Batı’nın penceresinden bakan kimselerin getireceği İslamın doğru olma ihtimali var mı sizce? Maksat, sadece Allahı sevmekmiş. Sevmenin alameti namaz kılmak, oruç tutmak değil mi? Papanın, papazın cübbesi takkesi; elektronik çağda iki bin yıllık ibdidai çan çalması gericilik değil: imamların cübbesi, sarığı gericilik öyle mi? Daha önce de bildirdiğimiz gibi, Batı’nın dolayısı ile bunların borazanlığını yapan sözde aydınların yeni, modern İslamdan anladıkları, emir ve yasağı olmayan, (aynen Hıristiyanlıkta olduğu gibi) nakle yani vahye dayanmayan insanların düşüncesine dayalı felsefi bir sistem. www.ihvanlar.net www.habervaktim.com 31 Ocak 2014 Cuma |
635 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |