* Şeriatsiz fıkıhsız din olmaz. Şeriati fıkhı inkar ve reddeden, bilerek veya bilmeyerek İslam’ı inkar etmiş, irtidat etmiş olur.
* Hiçbir gerçek şeyh ve gerçek derviş Şeriatın ve fıkhın sınırlarını çiğneyemez. Çiğnerse gerçek şeyhlikten ve gerçek dervişlikten çıkmış olur.
* İcazetsiz şeyhlik olmaz.
* Gerçek şeyhler ve dervişler, vasıflı Müslümanlar, dindar iyi insanlardır.
* Şeriat alimlerinde, tarikat şeyhlerinde, gerçek sofularda, gerçek dervişlerde gurur, kibir, kendini beğenme olmaz.
* Onlar dillerini tutar gıybet zevzeklik gevezelik ve iftira etmez, yalan söylemez,
* Onlar din ve mukaddesat sömürüsü yapmaz.
* Bu devirde çok az büyük şeyh ve gerçek derviş vardır.
* Kendini derviş zannedenlerin büyük kısmı muhibtir.
* Fırka-i Nâciye Ehl-i Sünnet ve Cemaat dairesi dışında gerçek alim, gerçek fakih, gerçek şeyh, gerçek derviş yoktur.
* Gerçek alimler, gerçek fakihler, gerçek şeyhler; Resulullahın (Salat ve selam olsun ona) vekilleri, vârisleri, halifeleridir.
* Resulullaha biatli, irtibatlı, itaatli olmadan alimlik, fakihlik, şeyhlik olmaz.
* Resul-i Kibriya efendimiz ölünceye kadar namaz kılmıştır. Hiçbir alim, fakih, şeyh namazdan fâriğ olamaz.
* Fasık-ı mütecahirden alim, fakih, şeyh olmaz.
* İcazeti olmayan ilahiyatçılar İslam alimi değildir.
* Aldatanlar din hizmetlisi değildir, din yıkıcısıdır.
* Mücessime ve müşebbihe fırkalarına mensup olanlar gerçek alim, gerçek fakih, gerçek şeyh olamaz.
* Bütün gerçek alimler, fakihler, şeyhler muslihtir, yani ıslah edicidir.
* Yeteri kadar ilme sahip olmayanlar tarikata ve tasavvufa girmemelidir.
* İslamın zaruri hükümlerini, değerlerini inkar edenler sapıktır, kafirdir.
* Kesin bir farzı inkar eden kafir olur.
* Kesin bir harama helaldir diyen kafir olur.
* Ehl-i Sünnet, Müslümanları tekfir etmek konusunda çok cimridir.
* Mü’mine kafir diyenin kendisi kafir olur.
* Alim, fakih, şeyh, derviş; bütün mü’minlerin tek bir Ümmet olduğunu bilir ve Ümmet şuuruna sahiptir.
* Onlar, her mü’minin, zamanındaki râşid İmama biat ve itaat etmesinin kendisine vacip olduğunu, bu itaat ve biata sahip olmayanın cahiliyet ölümü ile öleceğini bilir.
* Günahkar da olsa, her mü’min kardeşimizdir.
* İman ve İslam kardeşliğini Allah tesis etmiştir, onu kimse kaldıramaz.
* Mü’minlerin birbirlerini sevmeleri, birbirlerine acımaları, birbirlerini desteklemeleri gerekir.
* Birlik rahmettir, tefrika azabtır.
* İslam düşmanı kafirleri, münafıkları dost ve veli edinmek haramdır.
* Fırka-i Nâciye Ehl-i Sünnet ve Cemaat ile Ehl-i nar bid’at ve dalalet fırkaları eşit olamaz.
* Ümmet içinde ihtilaf çıktığı zaman Sevad-ı Âzama (Büyük karaltıya) uymak gerekir.
* Mutezile fırkası bozuk bir fırkadır, Ehl-i Sünnetle bir olamaz.
* Kur’anı kendi re’y ve hevalarıyla tefsir edenler bozuktur.
* Sünneti kısmen veya tamamen inkar edenler bozuktur.
* Fıkhı ve mezhepleri inkar etmek, küfre köprüdür.
* Selefilik diye bir mezhep yoktur.
* İslamın ilk üç kuşağı Selef-i Sâlihîndir. Ehl-i Sünnet onlara sahip çıkar, İslamı, onların uyguladığı gibi uygular.
* Din ile dünya birbirinden ayrıdır, din dünyaya karışamaz diyenler gerçekleri örten dall ve mudil kimselerdir.
* Din bir vicdan işidir ama sadece vicdan işi değildir.
* Dinde zorlama yoktur kuralı Ehl-i Kitab için geçerlidir. Müslümanlar arasında dine uyma kuralı geçerlidir.
* Aklı olmayanın dini yoktur.
* Akıl dinin kaynaklarından değildir ama Müslüman, dini iyi ve doğru anlamak ve uygulamak için aklının geliştirmeli, yeterli kültür sahibi olmalı, gereken faydalı ve kurtarıcı ilimleri ehlinden öğrenmelidir.
* İslamın önündeki en büyük engel, kötü Müslümanlardır.
* Kendini kurtarmak, ebedî saadete nail olmak, Allahın lütuf fazl ve keremi ile bağışlanıp Cennete girmek isteyenler Kur’an, Sünnet, Şeriat, Cemaat, Fırka-i Nâciye dairesi içine girsinler.
* Bizi Allahtan başkası kurtaramaz, Allaha iltica edelim.
* Kurtuluşumuza medar olacak vesilelere yapışalım. Bu vesileler: Kur’an, Sünnet, Şeriat, fıkıh, Ümmet birliği, râşid Halifeye biat ve itaat, ülü’l-emr olan gerçek ulemaya, fukahaya, meşayihe itaat, râsih alimleri, kâmil mürşidleri dinlemek; sahih itikad, beş vakit namazı dosdoğru kılmak, zekatı
Kur’ana Sünnete fıkha uygun şekilde vermek; ihlas, sadaka, iyi ahlak; emanetlere riayet etmek, hıyanet etmemek, faydalı ilimleri tahsil etmek, Allah dostlarını sevmek, Allah düşmanlarına buğz etmek, kendimizi beğenmemek, Müslümanlara düşmanlık etmemek, ruhbanları putlaştırmamak,
para mal riyaset hırsına kapılmamak, havf ve reca beyninde bulunmak, mâruf ile emr ve münkerden nehy etmek gibi faziletlerdir.
M. Şevket Eygi 12.02.2017 www.habervaktim.com